Alışkın olduğumuzun aksine burada insanlar kafesin içinde ve hayvanlar özgür bir şekilde dolaşıyor. Eğer bir gün hayvanat bahçesi tasarlamanız gerekirse bu şekilde bir düşüncede olmanızı öneririm çünkü burada hem ziyaretçiler çok mutlu gözüküyordu hem de hayvanların keyfine diyecek yoktu. Burası özellikle maymunların tropical doğal bir peyzaj içerisinde dolaştıkları bir yer. Aslında çoğunlukla zekiler. Hatta 3 yaşında bir çocuk zekasına sahip olanlar ve birçok şeyi anlayanlar var aralarında. Mesela kafes içinde insanlar gezerken yukarıdan sepetlerini sallandırıyorlar ve sizden yiyecek istiyorlar. Oraya yiyecek koyduğunuzda ise makara sistemi yaparak elleriyle yukarıya doğru çekip yiyeceklerine kavuşuyorlar. Burası Amerika’nın güneyi olduğu için bitki örtüsü de gerçekten çok çeşitli. Özellikle dikkatimi çeken şey, bizim çoğunlukla iç mekanda kullandığımız küçük saksı bitkilerinin oradaki çok sıcak ortamda dev ağaçların altında kocaman bir şekilde doğal ortamlarında yetişiyor olması. Bunu zaten biliyordum ama o şekilde görünce çok ilginç geldi bana. Bu konuyla ilgili fotoğraflara yakında peyzajadresim.com dan ulaşabileceksiniz…Daha önce de belirttiğimiz gibi isteyenler bizden şifre talebinde bulunarak peyzajadresim’e giriş yapabilirler…
Miami’deki Monkey jungle hakkında daha fazla bilgi için: monkeyjungle.com’u ziyaret edebilirsiniz… Ceren..
0 Comments
Geçen hafta Edison ve heyecanlı karekterinden bahsetmişken bu hafta da yine gezmiş olduğum ilginç bir yapı ve peyzaj ve onun tasarımcısından bahsedeceğim. Burası 1920 yılından 1940 yılına kadar 20 yıl boyunca tek başına bir adam tarafından inşaa edilmiş. Burası için mühendislik harikası deniyor, bence biraz fazla abartılmış olsa da buranın ilginç yanı çok ağır coral denen taşların tek bir insan tarafından taşınmış olması ve buna tanıklık eden de kimsenin olmamış olması. Biraz esrarengiz bir yanı da var yani. Ayrıca müzede yazanlardan bu yoğun çalışmanın altında buruk bir aşk hikayesi olduğu da yazıyor. Edward Leedskalnin’ın 26 yaşındayken evlenmek üzereyken son anda vazgeçen nişanlısı tarafından terk edilmesinden sonra çok çalışarak resimdeki yeri inşaa etmesinden bahsediliyor. Mesela 3 tonluk bir giriş kapısı var, kalp şeklinde bir masa yapmış yine taşlardan, aynı zamanda teleskop yapmış, okuma sandalyeleri ise o zaman elektrik olmadığı için güneşin hareketine göre max. ışık alabilecek şekilde birkaç tane yerde var. Işık hareketine göre gerektiğinde akşamüstü başka bir sandalyeye geçiyor gibi detaylar var burada. Aynı zamanda çok güzel bahçeler oluşturmuş bu ilginç coral denilen taşların içinde.Yine peyzaj mimarlarına bu minik oluşumların içindeki bahçeleri de görmelerini öneririm…Daha fazla bilgi almak isteyenler resmi sitesi olan coralcastle.com adresini ziyaret edebilirler…Gitmek isteyenler için ise yeri, Homestead, Florida…Özetle bir heyecan sonucu oluşan üretkenlik ve onun günümüzde müze haline getirilmesi…
Ceren.. Bir dönem çeşitli yerlerden edindiğim bilgiler ışığında bende hep çoğu kişide olduğu gibi Nikola Tesla’nın hakkını yemiş gibi bir izlenim uyandırmış olan ve düne kadar içten içe konu hakkında detaylı bilgi sahibi olmasam bile sırf bu yüzden kendisini diğer bilim adamlarına nazaran beynimde daha farklı bir kategoriye koymuş olduğum Thomas Alva Edison’a olan bakış açım dün biraz değişti. Gerçi yine diğer birçok bilim adamına göre olaylara fazla kapitalist yaklaşmış olabilir, çok fazla patent almış olabilir ki bunlar da belki daha çok çalışabilmesi ve kendisi için konforlu ortamı yaratıp üretebilmesi ve insanlık için birşeyler ortaya koyabilmesi için faydalı şeyler olabilir. Tabii sonuca giden süreçte başkalarının hakkını yemiş ise bunun hiçbir zaman haklı bir yanı olamaz ama şu an bunun üzerinde kafa yormak yerine dün kendisinin müze haline dönüştürülmüş olan evini gezerken düşündüklerimi belirtmek isterim.
Öncelikle botanik ile bu kadar ilgili olduğunu bilmiyordum ve gördüklerim gerçekten bir insanın ne kadar üretken ve heyecanlı olabileceğiydi. Bitkilerin tek tek isimlerini bulabiliyor olmam ayrı bir güzellikti. Son zamanlarda botanic bahçelerinde bile birçok konuda zorlanıyorum zira. Böyle bir yerde birçok bitkiye rastlamak beni şaşırttı. Daha sonra sırf botanic kısmı ile ilgili ve 1928’de inşaa edilmiş olan “botanic lab” bölümünü gezdim ki burası beni çok heyecanlandırdı. Tabii ki birçok buluşun vs. olduğu ayrı büyük bir ana bölüm vardı müzede. Ayrıca hem kendi hem de komşusu Henry Ford’un evinin olduğu bölüm vardı. Fakat ben en çok botanik laboratuvarı ile ilgilendim diyebilirim. Zaten açık olan kocaman yeşil alanda çok çeşitli türler var bir de kapalı alana gittiğinizde o türlerin nasıl incelendiğini görmüş oluyorsunuz. Peyzaj mimarlarına burayı gezmelerini önereceğim aklıma gelmezdi ama Fort Myers’a yolunuz düşerse bir uğrayın derim… Ceren Bu hafta Peyzaj Adresim'e bir yandan bitki dikim detayları eklenirken, bir yandan da İstanbul'da doğal olarak yetişen bitkiler bölümü düzenleme çalışmaları sürmekte. Diğer illerde doğal olarak yetişen bitkiler ya da endemik bitkiler zamanla eklenecek. Ama şimdilik İstanbul'da ve çevreye duyarlı bir tasarım üzerinde çalışıyorsanız bu bilgiler işinize yarayabilir...Mesela herkesin bildiği bir bitki olan kekik (Thymus spp.) İstanbul'da doğal olarak yetişiyormuş, rahatlıkla kullanılabilir...
Detaylı bilgiye www.peyzajadresim.com dan ulaşabilirsiniz... |
PİL BLOGPİL ve destek verenler tarafından yazılan peyzaj, mimarlık, tasarım, bitki ile ilgili veya tamamen o ana ait yazılardan oluşmaktadır. Archives
February 2016
Categories
All
|