Bugünlerde okuduğum bir kitap var ki gerçekten de çok ilginç. Her bölümü birbirinden farklı ve ilginç öykülerle dolu ama ortak özellik endemik bitkiler...Mevlana ile ilgili bazı bölümleri direkt aktarıyorum, bence çok güzel bir araştırma olmuş. Kesinlikle bu kitabı tavsiye ediyorum...
Kitabın tam olarak ismi: "Türkiye'nin Endemik Bitkileri" -Hasan Torlak-Mecit Vural-Zeki Aytaç T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü Yayınları "Senin ışığınla, senin yüceliğinle boynum yüceliyor, aşkınla birken yüz oluyorum. Sen, sen oldukça çevrende dönüp duruyorum. Ben sen olduktan sonra da kendi çevremde dönüyorum artık..."(Feyzi Halıcı "Mevlana Sempozyumu Açılış Konuşması") "Mevlana ölen insanın başka bir forma dönüştüğünü dile getirir: "Hangi tohum yere ekildi de çıkmadı. Niçin insan tohumu hakkında yanlış bir düşünceye düşersin..." (Önder Göçkün "Dıştan İç'e Mevlana" diyen Mevlana oğluna seslenir: "Oğlum Veled, bana iyi bak! Benim çekirdeğim ağaç olunca beni görebilir ve anlayabilirsin...sevenlerin bedeni telef olmaz. Yere attıkları her tohum, bir zaman sonra ağaç olur." Mevlana insanı bitkiye benzetir. Zaten Mevlana'nın düşüncesinde insan, evrimin aşamalarında bitki olmuş, daha sonra insan formuna dönüşmüştür. Bitkiyken ölüp hayvan suretinde göründüm. Hayvanken ölüp bu sefer insan suretinde göründüm. Öyleyse ölüp yok olmaktan niye korkayım" (Nihat Öztoprak "Mesnevi-i Şerif") diyen Mevlana ölen insanı toprağa düşen olgunlaşmış tohumla özdeşleştirerek bu tohumun kurumuş, cansız gibi olmasına aldanmamak gerektiğini, onun Güneş'in (aşkın) etkisiyle büyüyüp canlanacağını vurgular... ...Güneş ışınları ilk önce çiçekleri etkiler ve büyümeye başlayan çiçek tohumlarının hareketi kendi çevrelerinde dönmedir. Semazenler de içlerindeki tohumu yeşertmek, gerçek benliklerine kavuşabilmek için dönmeye başlarlar. Bitki tohumları güneş, yağmur gibi doğal etkenlerle gerçekten dönüş hareketi yaparlar mı? Bunun cevabı Konya'nın kırsal kesiminde yaşayan insanlar için çok kolaydır. Evet, olgun bitki tohumları güneş, su gibi uygun doğal şartlarda gözle görülür bir şekilde dönüş hareketi yaparlar. Türkiye'nin hemen her yerinde yetişebilen yabani yulafın tohumunun üzerinde anten şeklinde iki çıkıntı bulunur. Bu çıkıntılar bitki olgunlaşırken kıvrım kıvrım gelirler. Eğer suyla temas ettirilirlerse gözle görülür bir şekilde dönmeye başlarlar. Bu dönüş kururken kazanılan gerginliğin son bulmasına kadar devam eder. Tohum artık çimlenmeye başlamıştır. "Hamdım, piştim,yandım"diyen Mevlana aslında çimlenme haline gelecek formu kazandığını, kendisini çimlendirecek güneş ve suyun etkisiyle dönmeye başlayacağını, dönerken yaprak ve çiçeklerinin açacağını anlatıyor. Semazenlerin kollarını iki yana açmaları da bitki tohumunun dönen kollarıyla birebir örtüşüyor. Sema hareketini yapanların görünümü de açılmış bir çiçeğe benzer. Daha sonra kitapta endemik bitkilerden bu dönüş hareketini yapan tohum uzantılarına sahip "dönbaba" bitkisinden bahsedilmiş. ...Tohumları dönen dönbaba (Erodium spp.) bitkisinin 4 endemik çeşidi yetişirmiş Konya'da. Bu bitkiye dair burada daha pek çok bilgi verilmiş merak eden varsa. Gerçi ben nedense bu bitkiye dair başka kaynaklarımda fazla bilgi göremedim. Artık bir gün Konya'ya yolum düşerse kendisini biraz soruşturacağım. En azından diğer bir veri olarak wikipedia linkini buraya ekledim: http://en.wikipedia.org/wiki/Erodium Daha fazlası için kitabı almanızı tekrar tavsiye ediyorum. Bu arada bilmeyenler varsa diye geç de olsa "Endemik Bitki" nin anlamına buraya yine aynı kitaptaki açıklamasıyla yazıyorum: "Dünyada sadece belli bir coğrafi veya siyasi bölgede yetişen bitkileri içerir. Türkiye dışında doğal olarak yaşamayan bitkiler Türkiye'nin endemik bitkileridir. " Ceren Dayıcıoğlu
0 Comments
Your comment will be posted after it is approved.
Leave a Reply. |
PİL BLOGPİL ve destek verenler tarafından yazılan peyzaj, mimarlık, tasarım, bitki ile ilgili veya tamamen o ana ait yazılardan oluşmaktadır. Archives
February 2016
Categories
All
|